Salı, Mart 18, 2025
spot_img
Ana SayfaGüncelCHP Lideri Özgür Özel: “‘Yaptım’ Dediği Konutu Yapmış, ‘Teslim Ettim’ Dediği Konutu...

CHP Lideri Özgür Özel: “‘Yaptım’ Dediği Konutu Yapmış, ‘Teslim Ettim’ Dediği Konutu Teslim Etmiş Değil”

“BAŞKA PROJELERİN TOKİ’LERİNİ DEPREM KONUTU DİYE SAYIYORLAR”

“HATAY VALİSİNE, ‘YAPTIĞIN BU İŞLERİ UNUTURSAM NAMUSSUZUM’ DİYORUM”

“HATAY, İLK GENEL BAŞKANIN DA SON GENEL BAŞKANIN DA ŞAHSİ MESELESİDİR”

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, 6 Şubat 2023 depremlerinin 2’nci yıl dönümünde Hatay’ın Defne Belediyesini ziyaret etti. Cumhuriyet Halk Partisi Lideri Özgür Özel, burada yaptığı konuşmada, “Defne’nin güzel insanları, gözleri ışıl ışıl, yüreklerinde vatan, millet, bayrak, Hatay ve Atatürk sevgisi olan yiğit insanlar bir kez daha büyük deprem felaketinin ikinci yıldönümünde kayıplarınıza, şehitlerimize Allah’tan rahmet, her birinize de ayrı ayrı başsağlığı dileyerek hepinizi saygıyla selamlıyorum. Burada hemşehriniz, Genel Sekreterimiz Selin Sayek Böke başta olmak üzere Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcımız Gökan Zeybek, genel başkan yardımcılarımız, grup başkan vekilimiz, milletvekillerimiz, Parti Meclisi üyelerimiz, il ve ilçe belediye başkanlarımız var. Hepsi adına, Cumhuriyet Halk Partisi adına burada sizlerin karşısındayım. Ayrıca daha önce bizim yanlarına gittiğimiz ve seslerini duyurmaya çalıştığımız, bugün de bize misafir gelmiş olan Yolbulan işçileri var. Grevlerinin 233’üncü gününde ‘Direne direne kazanacağız’ yazdıkları dövizleri ile birlikte çok zor şartlar altında, çok ağır bir işkolunda emekleri sömürülerek çalışıyorlar. Onların grevine karşı işveren, İş Kanunu’nu yok sayarak, başka yerlerden ürün temin etmeye çalışarak ya da grev kırıcılığın her yoluna tenezzül ve tevessül ederek onların bu haklı mücadelelerini yarıda bırakmaya, onları zorlayarak mücadelelerinden alıkoymaya çalışıyor. Biz emeğin partisi olarak, emekçilerin partisi olarak Yolbulan işçilerinin, sendikalı Yolbulan işçilerinin bu büyük mücadelelerinde sendikalarının da her birinin de ayrı ayrı arkasındayız, Özçelik-iş Sendikası’nın, HAK-İŞ’in ve orada örgütlü bu kıymetli işçilerin mücadelesini selamlıyorum” ifadelerini kullandı. Özel, şunları söyledi:

“HİÇBİR ŞEY OLMAMIŞ GİBİ KONUŞAN BİR İKTİDAR…”

“6 Şubat depremin üzerinden iki yıl geçti. Resmi rakamlara göre 53 bin 537 canımızı kaybettik. Hatay’da bu rakam 24 bin 147. Yani neredeyse ölümlerin yarısı Hatay’dan, yıkımın yarısı Hatay’dan. Tabii bu rakamların üzerinde rakamların da herkes doğru olduğunu biliyor ama resmi rakamlar bunlar. Biz çağrımızı bugün bir kez de şehitlerimizi ziyaret ettiğimiz kabristanda, şehitlikte ifade ettik. Hatay’da en çok üzerinde durulan konulardan biri de rakamlara güvenmemek, verilen rakamlara inanmamak. Bunda da hiç haksız değil Hataylılar. Birazdan depremin bir başka konusunda rakamları irdelerken bunu hep beraber göreceğiz. 21 yıldır tek başına bir iktidarın döneminde bir deprem yaşandı. 21 aydır görevde olsalardı, 21 gündür görevde olsalardı ancak bu kadar kendilerini meselenin dışında tutabilirlerdi. Bir özeleştiri yapmak, bir istifa, bir özür yerine sanki hiçbir şey olmamış gibi yollarına devam eden, hiçbir şey olmamışçasına konuşan, bazen bizim duymaya utandığımız sözleri söyleyen bir iktidarla karşı karşıyayız. Tam donanımlı, bir düdükle ayağa kalkacak, bir sirenle ayağa kalkacak, dakikalar içinde hazır olacak, genç, diri, teçhizatı tam ordu kışlasında üç gün bekleyip enkazların altından sesler gelirken gerekli vinci, gerekli dozerleri, kepçeleri organize edemeyip… Bir yerde kepçe var; operatörü yok, öbür tarafta operatörler var; kepçe yok. Genç kuvvete ihtiyaç var, işgücüne ihtiyaç var. Asker kışlada bekliyor, millet enkaz altında inim inim inliyor. Öyle bir süreci yaşadık. Sonra aletler geldi, askerler geldi ama artık enkazların altından ses gelmemeye başlamıştı”.

“SIKINTILARI HEP BİRLİKTE YAŞADIK”

“O süreci en yakından hep birlikte burada yaşadık, takip ettik. Depremden saatler sonra Ankara’da Seyit Torun, Selin Sayek Böke ve ben milletvekillerimizi, partimizi ve belediye başkanlarımızı koordine eden bir masayı kurmuştuk. Hızlı bir kararla öğlen saatlerinde tüm milletvekillerimizi ilk buldukları vasıtayla bölgeye ulaşmaları noktasında talimatlandırıldık. Biraz önce İlçe Başkanımız Ozan Öfkeli Başkanımızın söylediği gibi gözlerini açtığında insanlar karşılarında CHP milletvekillerini, Cumhuriyet Halk Partisi’nin büyükşehirlerinin, ilçe belediyelerinin araçlarını, ekipmanlarını ve bizzat belediye başkanlarının kendilerini burada gördüler. Ben geçen dönem görev yapan 27’nci dönemdeki başta Hatay, çünkü onlar burada çok önemli bir görev yaptılar ve tüm Türkiye’den buraya gelen şu an görevde olan, olmayan bütün milletvekillerimize, bütün belediye başkanlarımıza sizlerin huzurunda emekleri için özellikle teşekkür ediyorum. Bunun dışında ayrıca depremin öncesinde bu iktidarın 21 yılda 40 milyar dolar deprem vergisi tahsil ettiğini, toplam 3 trilyon dolar vergi topladığını, sekiz kez imar affı çıkardığını, 26 milyar lira da sadece imar aflarından para topladığını, ama bu depremin öncesinde de deprem sırasında ve sonrasında da bugünlere gelindiğinde de bu yüksek maddi kaynağın doğru yerde harcanmamasının verdiği bütün sıkıntıları hep birlikte yaşadık. Günlerdir deprem bölgesinde depremzedelerin sorunları dışında hiçbir sorunu konuşmamaya gayret ediyorum. Bu iktidarın verdiği sözleri ve ne noktada olduğumuzu bir bir konuşmaya, anlatmaya çalışıyorum. Bu iktidar, daha 6 Şubat pazartesi günü deprem oldu, çarşamba günü Erdoğan ilk kez televizyonların karşısına çıktı ve arama kurtarma ile ilgili sözün söyleneceği yerde, hatta televizyonlara bir şey söylemenin dışında doğru işlerin hızla yapılması gerektiği zaman siyaset yapmaya gelişti. Dedi ki, ‘Kimse korkmasın. Bu depremin altında hükümetimizin kalacağını düşünüyorlar. Kalmayacağız. Size söz veriyoruz. 11 ilde 650 bin konut yıkıldı, bir yıl içinde 650 bin konutu yapacağız. Depremin sene-i devriyesi gelmeden evlerinize girmiş olacaksınız.’ Bunu 6 Şubat‘ta söyledi, 8 Şubat‘ta cuma çıkışında söyledi, bütün kampanyası boyunca söyledi. ‘Bir yıl içinde evlerinize gireceksiniz’ diye.”

“HATAYLI ‘AYRIMCILIK VAR’ DEMESİN DE KİM DESİN?”

“Birinci yılda, geçen sene buradaydık ve 18 bin 19 ev teslim edilmişti bütün Türkiye’de. Yüzde 2,7. Bugün ikinci yıl bitti. Bakın ‘Bir yıl’ diye söz vermişti, sözünün yüzde 3’ünü tuttu. 100 depremzedeler 97’si ya çadırdaydı ya konteynırdaydı ya da gurbete gitmişti. Ama Adana’da, Mersin’de. Ama Türkiye’nin dört bir yanında gurbete gitmişti. Bu sene ikinci yıl tamamlandı. Ben de o da aynı rakamları konuşuyoruz. Çünkü ben resmi rakamlara doğru olmasa manipülatif olsa dahi en kötü ihtimalle, yani onlar açısından en iyi ihtimalle, en yüksek rakama değiniyorum. Kendisi de tekrar ediyor. ‘Resmi rakam 201 bin konut yaptık, teslim ettik’ diyor. O teslim etme işine şimdi değineceğim de 201 bin yapıp teslim etmiş olsa rakam Türkiye çapında yüzde 30. ‘Birinci yılda yapacağım’ dediği söz, ikinci yılın sonunda yüzde 30’u olmuş, yüzde 70 yine dışarlarda. Hele hele gelelim Hatay’a. Bakın siz deyince bazıları diyor ki, ‘Acaba Hataylılar fazla mı alınganlık gösteriyorlar? Acaba Hataylılar fazla mı şikayet ediyorlar?’ diye. Hatay ne diyor? ‘Geç kaldınız’ dedi değil mi Hatay? ‘Gelmediniz’ dedi, ‘Geç geldiniz’ dedi devlete. ‘Arama kurtarmada geciktiniz’ dedi. Geriye dönük bütün rakamlar Hatay’ın doğru söylediğini söylüyor. Türkiye’de 53 bin kişi vefat etmiş, bunun 24 bin 147’si Hatay’da. 11 ilde deprem oluyor, merkez üssü Kahramanmaraş’ta. Hatay‘dan Kahramanmaraş’a yakın bir çok kalabalık il var, yıkım var ama her iki ölümden biri Hatay’da. Bu bile bütün meseleyi anlatmaya yeter. Bütün meseleyi. Şimdi gelelim Hatay’a verilen söze. Hatay’da 650 bin konutun 254 bini Hatay’da mıydı? ‘Bir yılda vereceğim’ dedi mi? Bir yılı bırakın, iki yılın sonunda bugün kendi açıkladıkları rakam 46 bin 167 konut. Yani yüzde 18. Türkiye ortalaması 30, Hatay 18. Hatay’ı çıkarırsan diğer illerinin ortalaması yüzde 39. Bir yerde diğer 9 ilde ortalama yüzde 39, Hatay’da yüzde 18. Bu kadar net bir fark var. Evlerin yapımına başlamasında da Hatay’ın evlerinin bir an önce hazırlanmasında da. Öbür taraflarda devlet sözünü tutamadı, eksik. Ama burada durum rezalet. Bir yerde 100 konuttan 40’ı verilmiş, bir yerde 18 tanesi verilmiş. Bu şehirde yaşayanlar ‘Ayrımcılık var’ demesin de, ‘Ağırdan alıyorsunuz’ demesin de, ‘Bizi sona bırakıyorsunuz’ demesin de kim desin? Bunu açıklıkla ifade ediyorum.”

Benzer Haberler
- Advertisment -spot_img

Popüler